Gayrimenkulün değerinin tapuda düşük gösterilmesi hem alıcı üstelik satıcıya, değişik nedenlerle, o an için ceplerinden daha az para dahi çıkacağı için çok çekici gelir ve reel satım bedeli yerine tapuda daha az bir kıymet gösterilir.

İşlemi yapar iken daha az alış veriş harcı ödenir, sebebiyle, o gün için kazançlı gibi gözüken prosedür sonradan başınıza alışılmamış işler açabilir.

Çoğu vakit alıcılar satıcının finansal halini bilmezler. Piyasaya yahut vergi dairesine bir borcu var mı? Bu borçluluk alıcının başına bir iş açar mı? Bilmezler.

Gelin sonradan ne gibi sorunlar yaşanabilir bakalım.

1.Satıcının pazara olan borçları sebebiyle satışın iptali istenebilir;

Satıcının rastgele bir sebeple bir alacaklı yönünden takibe alınması halinde, alacaklı uygulanan gayrimenkul satışlarının (mal kaçırma gayesiyle) muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptalini talep edebilir.

Muvazaa iddiası ileri sürüldüğünde, alacaklılar, bedelin emsaline göre tapuda düşük gösterilmiş olmasını kanıt olarak kullanmaktadırlar.

Şayet elinizdeki belgelerle reel bedeli ispatlayamazsanız, Yargıtay satışın iptaline ve gayrimenkulün alacağını takip eden alacaklıya, alacağına karşılık devrine karar verebilmektedir.

2.Satıcının vergi borçları sebebiyle satışın iptali vergi idaresince de istenebilir;

Şayet gayrimenkulü satın aldığınız bireyin vergi borcu varsa, alacaklı kamu yönetimi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 24-30.maddeleri kapsamında, işlemden itibaren beş sene içerisinde, işlemin mal kaçırma maksadıyla -muvazaalı olarak- yapıldığı iddiasını ileri sürerek, sizi işlemin iptali davası ile karşı karşıya bırakabilir.

3.Şufa (ön alım) hakkını kullanmak talip hissedarlar satışın iptalini isteyebilir;

Taşınmazın bedelinin düşük gösterilmesinin ortaya koyduğu diğer bir risk kısmı, paydaşlı taşınmazlarda söz hususu olabilmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 732’nci maddesinde “paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamıyla yahut kısmen üçüncü şahsa satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” hükmü öngörülmüştür.

Riskiniz, gayrimenkulün diğer paydaşlarından rastgele birisinin tapuda göstermiş olduğunuz bedeli karşılığında şufa hakkı kullanarak gayrimenkulü, tapuda gösterdiğiniz kıymet üzerinden elinizden almasıdır.

İlk üç halde, gayrimenkulü kaybederseniz, satıcıdan zararınızın tazmini için mutlaka dava açabilirsiniz. Ancak satıcıya açacağınız davada dahi reel satım bedelini, yani reel zararınızı ispata çalışacaksınız.

Gerçek zararın ispatı ardından dahi satıcının o zararınızı karşılayabilecek miktarda mal varlığının dahi bulunması lazım.

4.Alım bedelini düşük göstermenin vergi matrahına negatif etkisi;

Düşük tapu harcı ödemek için gayrimenkulün alım değerinin tapuda reel alış değerinin altında gösterilmesi, söz hususu gayrimenkulün 5 sene geçmeden tapuda reel kıymeti ile satılması halinde, yüzde 40’lara varan oranda fiktif kıymet artım kazancı üzerinden vergilenmeye niçin olabilecektir.

Tedirgin olmaya değmez

Yukarıda saydığımız ve hatta diğer örneklerle listenin uzatılabileceği diğer hallerde, düşük harç ödemek için, tapuda satım bedelinin pazar fiyatının fazlaca altında gösterilmesi sanki aleyhe kanıt gibi duracak ve aksinin ispatı basit olmayacaktır. Her ihtimaline karşı, en iyisi, tapu alım satım işlemlerinde gerçek fiyatlar üzerinden işlem yapılmalıdır.

Kaynak : dunya.com