Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) davalarında dava konusu olan arsa üzerinde bina bulunması durumunda, hem arsanın hem de arsa üzerindeki binanın birlikte satılarak, satış bedelinin hisseleri oranında hissedarlara dağıtılması gerekmektedir. Nitekim arsa üzerindeki bina, arsanın bütünleyici parçası niteliğinde olduğundan, arsanın binadan ayrı olarak satılması hukuken mümkün değildir.

T.C. Yargıtay 14. Hukuk DairesiEsas: 2020/2921Karar: 2020/5777K.T.: 05.10.2020 MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14/12/2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün […]

Devamını oku

Ortaklığın giderilmesi davalarında iyiniyet incelemesi yapılamaz. Bu nedenle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığından bahisle reddedilmesi doğru görülmemiştir.

T.C. Yargıtay 14. Hukuk DairesiEsas: 2015/5562Karar: 2016/9455K.T.: 15.11.2016 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 10.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A […]

Devamını oku

Ortaklığın giderilmesi davasının niteliği gereği kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir.

T.C. Yargıtay 4. Hukuk DairesiEsas: 2015/16777Karar: 2017/7188K.T.: 04.10.2017 ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEĞİ YARGILAMA GİDERLERİ VEKALET ÜCRETİ ÖZET: Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu niteliği […]

Devamını oku

Mirasın reddi istemi, mirasın açıldığı yerin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir. Buradaki yetki kesin olup, miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir.

T.C. Yargıtay 20. Hukuk DairesiEsas: 2016/14596Karar: 2017/353Tarih: 23.01.2017 Taraflar arasındaki davada … Sulh Hukuk Mahkemesi ve … 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Talep, mirasın reddine ilişkindir. … Sulh Hukuk Mahkemesince miras bırakanın son yerleşim […]

Devamını oku

Mirası hükmen reddetmiş (TMK. 605/2) sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bu husus def’i yolu ile de ileri sürülebilir.

T.C. Yargıtay 4. Hukuk DairesiEsas: 2016/1060Karar: 2016/8298Tarih: 23.06.2016 MİRASIN REDDİ ÖZET: Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi gereğince; “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır” Mirası hükmen reddetmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bu husus def’i yolu ile de ileri sürülebilir. Davaya konu […]

Devamını oku

Mirasçının aktifi pasifinden fazla olan mirası reddetmesi, alacaklılara zarar verme kastıyla reddettiğini gösterir.

T.C. Yargıtay 14. Hukuk DairesiEsas: 2018/3851Karar: 2021/4083Tarih: 16.06.2021 MİRASÇI ALACAKLISININ MİRASIN REDDİNİN İPTALİ İSTEMİ MİRAS BIRAKANIN AKTİFİNİN FAZLA OLMASI ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTIYLA MİRASIN REDDİ MİRASIN REDDİNİN KÖTÜ NİYETLİ YAPILDIĞININ TESPİTİ MİRASIN REDDİNİN İPTALİNİ İSTEMEDE HUKUKİ YARAR ÖZET: Dava, mirasçı alacaklısının mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; mirasın reddinin iptalini isteyen davacı …, muris Yusuf’un mirasçısı olan […]

Devamını oku

Boşanma davasında vefat eden tarafın mirasçılarının davaya devam etmesi halinde, mirasçılar murislerin sağlığında ileri sürmediği iddiaları dava sebebi yapamazlar. Mirasçılar murislerin davadaki beyanlarıyla bağlıdırlar.

T.C. Yargıtay 2. Hukuk DairesiEsas: 2020/1438Karar: 2020/2226Tarih: 16.03.2020 EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI BOŞANMA KUSUR İSPAT ÖZET: Davacı erkek tarafından, dilekçeler teatisi aşamasında usulünce ileri sürülmeyen ve dayanılmayan, kadının sadakatsiz olduğu vakıası, mirasçılar tarafından öne sürülemeyeceğine göre, davalı kadına kusur olarak yüklenemez. Ayrıca davalı kadının, murise kötü muamalede bulunduğu vakıasına ilişkin tanık beyanı ise soyut beyan niteliğinde olup, bu […]

Devamını oku

Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.

T.C. Yargıtay 7. Hukuk DairesiEsas: 2021/355Karar: 2021/1867Tarih: 13.10.2021 Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/07/2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, karşı davada tenkis talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 09/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde […]

Devamını oku

Uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanununun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237.) ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

T.C. Yargıtay 1. Hukuk DairesiEsas: 2019/3456Karar: 2021/2426Tarih: 20.04.2021 TAPU İPTAL VE TESCİL MURİS MUVAZAASI ÖZET: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından […]

Devamını oku

Mirasta denkleştirme mirasçıların murisin sağlığında muristen karşılıksız olarak aldıkları mal ve kıymetlerin geri alınarak mirasın taksimin de terekeye dahil edilmesidir. Miras bırakanın bir karşılık almaksızın alt soy mirasçılara yaptığı kazandırmalar denkleştirmeye tabidir. Alt soy dışında kanuni mirasçılara yapılan kazandırmalarda ise miras payına mahsup edilmek üzere hareket edilmediğinin kabul edileceği yönünde karine bulunmaktadır.

T.C. Yargıtay 14. Hukuk DairesiEsas: 2017/1426Karar: 2021/167Tarih: 20.01.2021 MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 04/01/2002 gününde verilen dilekçe ile mirasta iade talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/11/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin […]

Devamını oku