T.C. Yargıtay 2. Ceza Dairesi
Esas:
  2025/3914
Karar: 2025/5540
K.T.:07.04.2025

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2024/618 E., 2024/925 K.

SUÇ : Hırsızlık

HÜKÜM : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 307/3.maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, aynı Kanun’un 260/1.maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.” ve aynı Kanun’un 294. maddesinin ise; ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin, hatalı ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesinin uygulanması gerektiğine, eylemin hırsızlık değil dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna ve uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinde 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun’un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanığa yüklenen 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 14.10.2021 tarihli ve 2021/35 Esas, 2021/473 Karar sayılı kararı dikkate alınarak, 5271 sayılı Kanun’un 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafi atanmış ve müdafii huzurunda savunması alınmış ise de, müdafiin hazır bulunmadığı duruşmada mahkûmiyete karar verilerek aynı Kanun’un 188/1 ve 289/1-(e) maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 302. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/4. maddesi uyarınca Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.