
T.C.YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
Esas:2016/10053
Karar:2017/597
K.T.:25.01.2017
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında görülen sayılı boşanma davasında davalı lehine 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının karardan sonra çalışmaya başladığını ve düzenli gelir elde ettiğini, kendisinin ilk eşinden olan iki çocuğuna da nafaka ödediğini belirterek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına aksi takdirde azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, evlenirken eşyaları kendisinin aldığını, boşanma süresince davacının habersiz bir şekilde eşyaları sattığını, açıköğretim fakültesi öğrencisi olduğunu, 2015 yılı Haziran ayında memur olarak göreve başladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 300,00 TL yoksulluk nafakasının 200,00 TL’ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 176/3.maddesinde; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı; 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddelerde yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.
Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir .sayılı kararları).
./..
-2-
Somut olayda; tarafların, 06/06/2014 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile davalı lehine aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davalının daha sonra zabıt katibi olarak çalışmaya başladığı, 2.100,00 TL maaş aldığı, babasına ait evde oturduğu, davacının ise memur olduğu, 2.060,00 TL maaş aldığı, 400,00 TL kira ödediği anlaşılmaktadır
O halde, mahkemece; davalının boşanma tarihinden sonra memur olarak çalışmaya başladığı, sürekli ve düzenli bir gelirinin olduğu belirlenmekle; nafaka alacaklısı kadının yoksulluğunun ortadan kalktığı anlaşıldığından yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.