
T.C. Yargıtay 12. Ceza Dairesi
Esas: 2021/7695
Karar: 2024/7333
K.T.:10.12.2024
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/3184 E., 2019/1899 K.
SUÇ : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
HÜKÜM : İlk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak kurulan mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; sanık müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesindeki temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan 5237 sayılı TCK’nın 136/1, 29/1, 62/1, 51. ve 53. maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince katılan vekilinin istinaf başvurusunun üzerine ilk derece mahkemesinin kararı ortadan kaldırılarak sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan 5237 sayılı TCK’nın 136/1, 62/1, 51. ve 53. maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık müdafinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz sebepleri, kesin ve somut deliller olmadan eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğuna, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan başka bir davada …’ün sanık olarak yargılandığı dosyada katılan sıfatıyla taraf olan sanık …’in, mahkumiyet hükmünün verildiği son oturuma ait tutanağı, kişisel facebook hesabında paylaşan sanık hakkında haksız tahrik altında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, sübuta dair ihtilaf bulunmayan somut olayda, sanığın gerçekleştirdiği sabit kabul edilen eylemine yönelik TCK’nın 29/1. maddesinde yazılı haksız tahrik hükmünün uygulama koşullarının oluşup oluşmadığı konusu ele alınacak olursa, her ne kadar yerel mahkemece olayı ilk olarak kimin başlattığının kesin olarak anlaşılamadığı belirtilerek sanığın eylemini müştekinin haksız tahriki altında gerçekleştirdiği kabul edilmiş ise de, Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2018/8092 esas, 2019/2696 karar sayılı ilamında ” …katılanın bu durum ile ilgili sanığa hakaret etmesi eylemi ile sanığın eylemi arasındaki geçen süreler dikkate alındığında sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır” içtihadı ışığında katılanın sanığa yönelik 2014 yılında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik iddiası ile açılan kamu davasında üç yıl sonra 2017 yılında katılanın mahkumiyetine dair verilen kararın sosyal medyada kişisel verilerini yayacak şekilde paylaşması katılanın eylemi ile paylaşım arasındaki geçen süreler dikkate alındığında sanık hakkında haksız tahrik indirim şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, aksi yöndeki yerel mahkeme kabulünün yerinde olmadığı değerlendirilmiş ilk derece mahkemesinin haksız tahrike ilişkin indirimi kaldırılarak sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir
IV. GEREKÇE VE KARAR
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerektiğinden,
Sanığın Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/298 Esas sayılı dosyasının kısa kararını paylaştığı, karar içeriğinde katılanın adı-soyadı, yargılandığı mahkemenin adı, esas numarasının bulunduğu, yine Niğde 1. İcra Dairesi vasıtasıyla 100.000 TL bono ile icra takibi yapılmasına ilişkin bilgilerin yer aldığı ve kararın alt kısmına ”Hak yerini bulmuştur. Bir zamanlar kriminal raporlarını mahkeme sonuçlanmadan. Paylaşım yapmıştım. İftira atıyor diye. Hakkımda şikayetçi olmuştu İşte sahte evrak düzenlediğinin. Sonucu akyüz ziraat alet ve gübre işi yapan … şimdi. Mahkeme bitti cezasını aldı dolandırıcılık ve sahtecilik suçunu işlediği kanıtlanarak cezalandırıldı bakın” yazdığı anlaşılmış olup, bu bilgiler kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilgi mahiyetinde bulunması nedeniyle kişisel veri olarak kabul edilen ve bahse konu verileri paylaşan sanığa ilişkin TCK 136. maddesinde yaptırım altına alınan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun sübuta erdiğine dair mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiş olup Tebliğnamedeki bozma içeren görüşe iştirak edilememiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların mahkemenin inanç ve takdirine göre doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen tüm temyiz sebepleri ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca Niğde 3. Asliye Ceza Mahkemesine Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.12.2024 tarihinde karar verildi.