T.C.YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

Esas: 2023/2764
Karar:2024/749
K.T.:21.02.2024

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2020/191 E., 2022/653 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkillerinin tamamının davalı arsa maliki … adına kayıtlı 441 ada 50 parsel üzerinde diğer davalı yükleniciler … ve … tarafından inşa olunun kat irtifakı kurulu binada bağımsız bölüm malikleri olduklarını, inşaatın 2007 yılında başladığını, iskanın hala alınmadığını, arsa sahibi ve yüklenicinin bağımsız bölümlerin oturma ruhsatlarının alınmayacağını gizleyerek satışları yaptıklarını,yüklenicilerin ayıplı inşaat yaptıklarının davacıların kat mülkiyeti için müracaatları üzerine ortaya çıktığını, bunun üzerine müvekkillerinin Gelibolu Noterliğinin 22.12.2011 tarih ve 09996 yevmiye No’ lu ihtarnamesi ile davalı yükleniciler … ve …’ ı ihtar ederek bağımsız bölümler üzerindeki ayıpların ortadan kaldırmalarını talep ettiklerini, arsa sahibinin yüklenicilerin Yapı Denetim Firması ile olan mali ilişkilerini takip etmediğinden ihmalde bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle her bir bağımsız bölüm için 4.000,00 TL olmak üzere toplamda 48.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini, talep etmiş, ıslah dilekeçesiyle talebini 97.500,00 TL ye çıkartmıştır.

II. CEVAP

Davalı … vekili; talep edilen bedelin inşaatın ayıplı yapılmasına değil, yapı denetim bedelinin ödenmemesine dayalı bir talep olduğunu, davacıların tamamının meskenlerini müteahhitten satın aldıklarını, bedellerini de müteahhide ödediklerini, müvekkilinin olayda bir sorumluluğunun bulunmadığını, oturma ruhsatlarının alınmayacağının gizlenerek satış yapılmadığını, davacıların bunu çok kolay öğrenebilecek durumda olduğunu, davacıların hiç bir zararının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı …; davanın zamanaşımına uğradığını, hiç bir şeyin gizlenmediğini, davacıların söz konusu yerleri mevcut durumlarını bilerek, bu mevcut duruma uygun fiyat ödemek suretiyle satın aldıklarını, kalan eksikliklerin kendileri tarafından karşılanacağı için piyasanın altında bir fiyatla bu yerleri satın aldıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … Tok usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEMEKARARI:

Mahkemenin 13.01.2016 tarihli ve 2012/97 E., 2016/7 K. sayılı kararıyla; dava konusu yerde 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine uygun olmayan yapılanmalar olduğu, onaylı projesine ve yapı ruhsatına uygun hale getirilebilmesi için işçilik ve malzeme piyasası ve dava tarihi itibariyle toplam maliyetinin 97.500,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin 13.01.2016 tarihli kararına karşı, süresi içinde, davalılar … vekili ve … temyiz isteminde bulunmuşlardır.

Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09.12.2019 tarihli ve 2016/19286 E., 2019/12284 K. sayılı ilamıyla; davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesince yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ve gerekçeli kararda 13 kişi davacı olarak bildirildiği halde dava dilekçesinde 12 kişinin davacı olmasının açıklanmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bağımsız bölümlerin davacılar tarafından satın alındığı tarih itibariyle inşaatın bitmediği, yapı kullanım izni ve iskanının bulunmadığı, binada İmar Kanunu’na aykırılıkların bulunduğu ve bu hali ile iskan ruhsatı alınmasının mümkün olmadığı bu nedenle dairelerdeki ve binadaki ayıbın açık hukuki ayıp olduğu, davacıların daireyi satın alırken basit bir araştırmayla iskan ve yapı kullan izin belgesinin olup olmadığını araştırabilecekleri, ayrıca davacıların arsa sahibinin tüm haklarına halefiyet yoluyla sahip oldukları, davacıların mevcut açık hukuki ayıbı bilerek ve yasaya aykırı bu durumun devamını kabul ederek taşınmazı satın almış olmaları karşısında tazminat istemelerinin doğru ve haklı kabul edilemeyeceği davacı …’ın isminin karar başlığına sehven yazılmadığından davacı sayısının 13 kişi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; yapılan satışların hileli hareketlerle müvekkillerinin taşınmazdaki ayıpları öğrenmesi engellenerek yapıldığını, bilirkişlerce açık ayıp olarak belirtiği dublex dairelerin çatıdaki alanlarının geniş tutularak inşaası ve çatı piyesini yüksekliği davacıların kat mülkiyeti için müracaatları üzerine ortaya çıktığını, yüklenicilerin ayıplı inşaat yaptıklarını, arsa sahibin de denetim görevini yerine getirmediğini, ana yapıda halen devam eden gizli ayıp söz konusu olduğunu, kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacıların, taşınmazdaki inşaatın ayıplı yapıldığından iskan alınamadığı, bu ayıbın gizlenerek satış yapıldığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

İlgili Hukuk

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4 ve 30 uncu maddeleri

Değerlendirme

Dosya kapsamında davacıların davasına dayanak ettiği taşınmaza iskan ruhsatının alınmaması hususunun, davacıların satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için herhangi bir hileye başvurmadığı, davacıların bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceğinin anlaşılmasına göre, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda karar verilmesine göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz nedenlerinin reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacılar harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.