
T.C.YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ
Esas:2021/16556
Karar:2021/13359
K.T.: 14.09.2021
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesin’ce verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık müdafiinin temyiz isteminin soyut beyanlara dayanılarak karar verildiğine, daha az cezayı gerektiren hali düzenleyen TCK’nın 150/2. maddesinin uygulanma şartları oluştuğu halde uygulanmadığına yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Müştekinin soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, oğlu olan sanığın olay günü 16:00 sıralarında evde bulundukları sırada “…para vereceksin, seni vurup öldüreceğim” diyerek kendisini yere yıktığını, cebinden cüzdanını ve içindeki parayı aldığını belirttiği, kovuşturma aşamasında tanıklıktan çekilen sanığın annesi olan tanık …’in de müştekinin bu beyanını doğruladığı, müştekinin kovuşturma aşamasında alınan beyanında, sanığın “…para vereceksin, seni vurup öldüreceğim” diyerek cüzdanının içinde bulunan miktarını bilmediği paranın hepsini aldığını söylediğinin anlaşılması karşısında, somut olayda; sanığın, babası olan müştekinin cüzdanının içerisinden miktarı belli olmayan parayı aldığının kabulü gerektiği, alınan para miktarının ne kadar olduğu dosya kapsamından anlaşılamadığından ortaya çıkan bu belirsizlikten “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” gereğince sanığın yararlanması gerektiğinden, sanık hakkında yağma suçunda değer azlığı nedeniyle indirimi düzenleyen TCK’nın 150/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, sanığın tutuklu kaldığı süre ve bozma nedeni göz önüne alınarak TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değil ise derhal salıverilmesi için … Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına, 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın … Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine, 14.09.2021 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Dairemizi yerleşik içtihatları nazara alındığında, 5237 Sayılı TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasındaki “Malın değerinin azlığı” kavramında yasa koyucunun amacı ve suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinimi kadar, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği kabul edilmiştir.
Somut olayda uyuşturucu madde bağımlısı olan sanığın olay günü evde bulundukları sırada babası olan mağdurdan para istediği, mağdurun para vermemesi üzerine “anasını avradını sinkaf ettiğim, para vereceksin, seni vurup öldüreceğim” şeklinde sözler sarfederek mağduru yere yatırdıktan sonra cebindeki cüzdanını zorla aldığı, mağdurun cüzdandaki parasının miktarını hatırlamadığı, sanığın para istediği sırada miktar belirtmediği, sanığın özgülenen kastının mağdurun üzerindeki tüm parasını almaya yönelik olduğunun kabul edilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında TCK’nın 150/2. maddesinin uygulanamayacağı düşüncesinde olduğumuzdan aksi yöndeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.