
T.C. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi
Esas: 2019/4202
Karar: 2019/5775
Tarih: 11.11.2019
MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu … parsel sayılı taşınmazla ilgili açılan ortaklığın giderilmesi davasında verilen yetkiye istinaden anılan taşınmazın tapu kaydında paydaşlardan “…” şeklinde yazılı olan kaydın “…” olarak, “…” şeklinde yazılı olan kaydın da “…” olarak nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.
Davalı … Müdülüğü, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece paydaş “… bakımından iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, “…” bakımdan ise nüfus kaydının ve soy isminin bulunmadığı, bu nedenle tapu kayıtlarında düzeltme yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, isminde düzeltme yapılması istenen paydaş “…” bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak; herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, böyle bir durumda “çoğun içinde az da vardır” kuralından hareketle, başka bir deyişle davacının talebinin, tapu maliki “…” ile yetki belgesine dayanarak isminde düzeltme yapılmasını istedikleri “Horiye”nin aynı kişi olduğunun tespitini de içerdiği gözetilerek tespit kararı verilebileceği açıktır.
Somut olaya gelince, yetki belgesine dayanarak isminde düzeltme yapılması istenen “…” (…’nın annesi olan) nüfusa kayıtlı değildir.
Hâl böyle olunca, paydaş “…” yönünden de iddianın ispatlandığı, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince kayıt maliki “…” ile isminde düzeltme yapılması istenen “Horiye”nin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.