T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas: 2020/1142
Karar: 2020/3933
K.T.: 21.09.2020

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 21.09.2020 günü temyiz eden davacı-karşı davalı … vekili Av. … geldi. Karşı taraf davalı-karşı davacı … ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre,
davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflarca Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi kapsamında açılan karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesinin 19.01.2015 tarihli karar ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, hükmün davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 06.04.2015 tarihli ve 2014/14894 esas, 2015/6545 karar sayılı ilamı ile davacı karşı davalı erkeğin davasının da kabul edilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak verilen 19.04.2017 tarihli ikinci kararda, her iki davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Anılan karar davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 22.01.2018 tarihli ve 2017/5921 esas, 2018/892 karar sayılı ilamı ile kadın yararına hüküm altına alman maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyulduğuna göre, 19.01.2015 tarihli ilk kararla kadın yararına hükmedilen aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmeyerek, yoksulluk nafakasının miktarı yönünden, davacı-karşı davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden kadın yararına aylık 1.500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 2.540 TL vekalet ücretinin Şengül’den alınıp Hasan Ali’ye verilmesine,
istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21.09.2020 (Pzt.)