T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi
Esas: 2016/3531
Karar: 2019/643
K.T.: 21.02.2019
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI – ELEKTRONİK MAİLLERİN YAZILI DELİL BAŞLANGICI KABUL EDİLECEĞİ – DAVACI ŞİRKET YETKİLİSİNİN İSTİCVABINA KARAR VERİLEREK HESAP MUTABAKATI BULUNUP BULUNMADIĞININ ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: ../…/….tarihli mail de davacı şirket yetkilisi K.Y. davalı şirkete gönderdiği, …. USD daha ödendiği takdirde cari hesabın sıfırlanacağının bildirdiği, takip konusu faturaların tarihlerinin bu yazışmadan önce olduğu ve HMK ilgili maddesi gereğince elektronik maillerin yazılı delil başlangıcı kabul edildiğine göre davacı şirket yetkilisinin isticvabına karar verilerek hesap mutabakatı bulunup bulunmadığı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
(6098 S. K. m. 102) (6100 S. K. m. 199)
Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Avukat … ile davacı şirket vekili Avukat …’ın gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirketten terminal hizmeti aldığını, ödenmeyen hizmet bedelinin tahsili için … 3. … Müdürlüğünde takip yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, %40 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibin dayanağı gösterilen faturalardan kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığını, savunarak davanın reddini ve haksız yapılan takip nedeniyle %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davacı tarafın davalı tarafa terminal hizmetleri sunduğu ve bunları faturalandırdığı, bakiye 38.410,33 USD alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; .. 3. … Müdürlüğünün 2013/5910 Esas sayılı dosyası ile derdest takibe konu asıl alacağın 38.410,43 USD.lik kısmına vaki itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen 38.410,43 USD asıl alacağa 20.06.2013 tarihinden itibaren yıllık %5 üzerinden faiz yürütülmesine, 33.022,55 USD asıl alacağın %20 sine tekabül eden 6.604,51 USD … inkar tazminatının davalı-borçludan tazminine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, terminal hizmetinden kaynaklı alacağın tahsiline dair takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. BK 102. maddesi gereğince “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.”
26.03.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre takibe konu ilk fatura ile son fatura arasında 21 adet fatura düzenlendiği, davalı borçlu tarafça gerek nakit, gerek banka kanalıyla ve gerekse davalının gönderdiği masraf faturaları ile ödemeler yapıldığı, davalı tarafça yapılan ödemenin hangi faturaya karşılık yapıldığı açıklanmadan ödendiği ve davalı takibe itirazında davacıya olan borcunu ödediğini bildirdiğine göre ödemenin hangi alacağa mahsup edileceği hususunun BK.nun 101 ve 102 maddelerine göre tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan 09.04.2013 tarihli mail de davacı şirket yetkilisi K.Y. davalı şirkete gönderdiği, 4.623,03 USD daha ödendiği takdirde cari hesabın sıfırlanacağının bildirdiği, takip konusu faturaların tarihlerinin bu yazışmadan önce olduğu ve HMK 199 maddesi gereğince elektronik maillerin yazılı delil başlangıcı kabul edildiğine göre davacı şirket yetkilisinin isticvabına karar verilerek hesap mutabakatı bulunup bulunmadığı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, … duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi
Esas: 2016/2351
Karar: 2015/813
K.T.: 15.02.2016
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davalının fatura bedelinin bir kısmını ödediğini, bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, faturada müvekkilinin imzasının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı asil duruşmada, malların teslim edilmediğini, Facebook mesajlarının kendisine ait olduğunu, mesajlarda geçen 11.000,00 TL’den borçlu olduğunu kabul yönünde beyanının bulunmadığını, davacının alacağını mahkemede ispatlaması halinde ödeyeceğini söylediğini beyan etmiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusunun miktarı itibariyle davacının teslim olgusunu kesin delille ispatlaması gerektiği, bu nitelikte bir delil bildirmediği, yemin teklifinde de bulunmadığı, davacının teslim olgusunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı tarafça gönderilen 01.11.2013 tarihli Facebook mesajlarında davalının “11.000,00 TL’lik borcuma ödeme planı çıkarsınlar ve ben de ödemeye başlayayım.” şeklindeki beyanları açıkça borcu kabul anlamında yorumlanmalıdır. Davalı anılan mesajların kendisi tarafından çekildiğini inkar etmediğine göre 6100 sayılı HMK’nun 199. maddesi anlamında belge niteliğinde kabulü gereken mesajlar doğrultusunda akdi ilişkiyi de inkar etmeyen davalının borcu açıkça kabul ettiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.