T.C. Yargıtay 19. Ceza Dairesi
Esas:
 2019/1497
Karar: 2020/8272
Tarih: 24.06.2020

  • 2918 SAYILI KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU’NA AYKIRI DAVRANMAK EYLEMİ
  • İDARİ PARA CEZASI
  • KANUN YARARINA BOZMA


ÖZET
: İdarî para cezalarının, 5326 sayılı Kanun’un 17/4. maddesine göre 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunacağı ve 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun hükümleri uyarınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davalara bakmakla görevli yargı yerinin idarî yargı olduğu sabit ise de; bir idari para cezasının tahsil işlemlerine başlanılabilmesi için kesinleşmiş olmasının gerekeceği, idari para cezasının iptali için dava açılması durumunda kesinleşmiş bir amme alacağından bahsedilemeyeceği, tahsil işlemlerine amme alacağına karşı açılan davanın kesinleşmesinden sonra başlanması gerekeceği gibi muterizin itiraz dilekçesi içeriği ve kapsamından, idari para cezasına konu aracın kendine ait olmadığını, kime ait olduğunu bilmediğini, kaybetmiş olduğu ehliyetinin başkası tarafından kullanılması nedeniyle hakkında idari para cezası uygulandığını belirtmek suretiyle bizatihi idari para cezasına itiraz ettiği anlaşılmakla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmüştür.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na aykırı davranmak eyleminden dolayı kabahatli … hakkında 383,00 Türk lirası idarî para cezası uygulanmasına dair Antalya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 24/11/2016 tarihli ve ID-127988 sayılı idarî yaptırım karar tutanağına yönelik başvuru üzerine, bahse konu idarî işlemin idarî yargı mahkemesince çözümlenmesi gerektiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine ilişkin Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/04/2018 tarihli ve 2017/6791 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 23/01/2019 gün ve 14834 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/02/2019 gün ve KYB-2019-10573 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/04/2018 sayılı kararı ile, kabahatlinin itiraz dilekçesinde ehliyetini ve nüfus cüzdanını kaybettiğini, haksız yere tarafına idarî para cezası uygulanıp vergi borcu çıkartıldığını belirtmesi ve itiraz dilekçesi içeriğindeki Muratpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünce tutulan kayıtlarda tahakkuk evresine geçildiğinin anlaşılması nedeniyle başvurunun sulh ceza hâkimliğince incelenecek işlerden olmadığı, uyuşmazlığın idarî yargıda mahkemesince çözümlenmesi gerektiği kanaati ile görev yönünden başvurunun reddine reddine karar verilmiş ise de; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Başvuru Yolu” başlıklı 27. maddesinde yer alan, “(1) İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir… (3) Başvuru, bizzat kanuni temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir. (4) Başvuru dilekçesinde, idari yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir. (5) (Değişik fıkra: 06/12/2006 – 5560 S.K.34.md) İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir… (8) (Ek fıkra: 06/12/2006 – 5560 S.K.34.md) İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, somut olayda kabahatlinin anılan trafik idarî para cezası karar tutanağına yönelik başvurusunu inceleme görev ve yetkisinin sulh ceza hâkimliğinin uhdesinde olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;

İdarî para cezalarının, 5326 sayılı Kanun’un 17/4. maddesine göre 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunacağı ve 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun hükümleri uyarınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davalara bakmakla görevli yargı yerinin idarî yargı olduğu sabit ise de; bir idari para cezasının tahsil işlemlerine başlanılabilmesi için kesinleşmiş olmasının gerekeceği, idari para cezasının iptali için dava açılması durumunda kesinleşmiş bir amme alacağından bahsedilemeyeceği, tahsil işlemlerine amme alacağına karşı açılan davanın kesinleşmesinden sonra başlanması gerekeceği gibi muterizin itiraz dilekçesi içeriği ve kapsamından, idari para cezasına konu aracın kendine ait olmadığını, kime ait olduğunu bilmediğini, kaybetmiş olduğu ehliyetinin başkası tarafından kullanılması nedeniyle hakkında idari para cezası uygulandığını belirtmek suretiyle bizatihi idari para cezasına itiraz ettiği anlaşılmakla;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/04/2018 tarihli ve 2017/6791 değişik iş sayılı kararının CMK’nin 309/4-a maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.